E madem bu kadar tehlikeli, bu kadar çevre düşmanı olan nükleer enerji neden gelişmiş ülkelerde hala kullanılıyor. Neden bu ülkeler nükleer santrallarının hemen kapatıp, ülkelerinin dörtbir yanını rüzgar trübünleri ile donatmıyorlar?
Ben bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayayım, NÜKLEERE HAYIIRĞĞĞ diye bağırmayayım bir araştırayım dedim.
Önce nedir, nükleer bir maddeden nasıl elektrik üretilir bir bakalım
Bilimsel bir yorum yapamam ama konu aynı, nükleer de olsa, kömür de, doğalgaz da elde edilen ısı ile buhar yaratıp bir trübünü döndürerek kinetik enerji elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Sonuçta baraj yapmak da aynı. Suyu biriktir bir trübünü döndürecek şekilde yönet, kinetik enerjiyi elektrik yap...
Yukarıdaki resim biraz karışık, aslında Nükleer bir santralı yönetmek çok kolay. Yıllardır izleriz Homer hiç zorlanmıyor :)
Tabi burada hemen bir ayırım yapalım. Bir rüzgar trübününüz varsa rüzgar olduğu sürece pervaneden elde ettiğiniz enerjiyi çevirebiliyorsunuz. En büyük çevresel tehlikesi Economist dergisinde yazdığına göre ısı yayıp çevresel ortamı değiştirmesi! (ki bence tartışılır bir tehlike), bazı kuş türlerine zarar vermesi ve düşük ihtimalle birinin kafasına devrilmesi :)
Nükleer dediğim zaman bu masumiyet hemen kayboluyor ve aklımıza önce Chernobyl sonra Fukushima santralleri geliyor haklı olarak.
Peki bu kadar tehlikeli olan bu enerji kaynağının dünyadaki kullanımı nasıl?
Avustralya, Afrika'nın büyük bölümü ve Güney Amerika'da bazı ülkeler hariç etkin bir kullanım alanı olduğunu görebiliriz. Özellikle Almanya'nın nükleerden uzaklaşıp güneş enerjisinden elektrik elde etme üzerine çalışmaları var ve basında yine gelişmekte olan ülkelerin nükleer enerjiden uzaklaşıp, yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiklerini okuyoruz fakat aşağıdaki listede de görülebileceği gibi Almanya, Fransa, ABD üretimlerini azaltırken Rusya, İspanya, İngiltere'nin artırdığı görülüyor. Sanırım gelişmiş ülkelerin nükleer enerjiden uzaklaştıkları pek gerçek değil.
Chernobly eski sistem bir santral, Fukishima tsunamiye maruz kaldı ama 1950 lerden kurulan bu santrallerden ne Avrupa ve Amerika tarafından tek kötü haber almadık. Avrupa sınırları içerisinde sızıntı yapan 3 adet santral çevreye herhangi bir zarar vermeden onarıldılar (onarılmışlar).
Dünyada halen aktif 434 adet Nükleer Santral var. 67 adedi halen inşa halinde. 159 tane plan aşamasında.
ABD'de 103 adet, Fransa'da 59 adet santral var...
Şimdi bu işi yapabilmek için Uranyum elementine ihtiyacımız var. Nerede bulunur bu element.
Kanada ve Avustralya bu Uranyum madenciliğinde başı çekiyor. Nijerya ve Namibya Afrikalı üreticiler. Fransa elektriğinin %70 üzerinde bir oranla nükleer santrallerden elde ediyor. Fransa dış politikasında Nijerya ve Namibya ilişkilerini internette ararsanız enteresan haberlere ulaşıyorsunuz.
Dünya Uranyum üretiminin yaklaşık %70'ini üç şirket elinde bulundurmaktadır. Bunlar; COMECO (Canadian Mining Energy Co.) adlı Kanada şirketi, COGEMA (Compagnie Generale des Matieres ucleaires) adlı Fransız şirketi ve RTZ (Rio Tinto Zinc Co.) adlı İngiliz şirketidir. Uranyum üreticisi ülkeler, 1991 yılında, BDT hariç, 27.000 Ton civarında uranyum üretmişlerdir. Buna aynı yıl 13.500 ton civarında olan BDT'nin üretimi de dahil edildiğinde, dünyada toplam 40.500 Ton uranyum üretildiği ortaya çıkmaktadır.
Uranyum piyasasındaki fiyat gelişmeleri yıllara gˆre büyük farklılıklar gˆstermiştir. 1970 yılında 15$/Kg olan uranyum fiyatı, 1978 yılında 113$/Kg'a kadar çıkmış, 1990 yılında ise 70$/Kg U seviyesine inmiştir.
Demire benzeyen bir element Uranyum doğadan alınan halinden sonra zenginleştirilmesi gerekiyor.
Uranyum hakkında kısa bir bilgi daha eklememiz gerekiyor. Uranyum U-235 ve U-238 olarak elde ediliyor. Kimya ve nükleer bir madde olması nedeni ile Fizik bilgim ayrıntıya girmeme müsade etmiyor ama anladığım nükleer santrallerde U-235 kullanılıyor. U-238 silah sektöründe zırh delici kurşun yapımında kullanılıyormuş. Doğadan elde edilen U-238 in sadece %0,72 si U-235...
Neyse diyelim biz Uranyumu aldık, zenginleştirdik, ısıtıp suyu kaynattık, buhar trübünlerinden elektriğimizi yaptık her şey güzel. Ucuz enerjimiz var, bir patlama, yangın olmadığını varsayalım daha ucuza enerji elde ettik. İyi de bu Uranyum sonsuza kadar ısınıp suyumuzu kaynatacak mı, bunun bir ömrü yok mu? Evet bunun bir ömrü var, ömrü azalınca da ortaya "nükleer atık" diye bir şey çıkıyor. Bu nükleer atıklar ışımaya devam ediyor, yani zenginleştirilmemiş Uranyumu çıplak elle tutabiliyorken, atığı elleyemiyor yanına yanaşamıyoruz. Atıklar tuz göllerine, toprağa, kurşun levhalara sarılarak gömülüyor deseler de ben bunların gelişmemiş ülkelere postalandığından eminim. Ha Rusya bu atıkları satın almak konusunda gönüllü.
Nükleer bir santralı olamayan biz elektiriğimizi nasıl üretiyoruz?
Üretimimizin yarısı Doğalgaz ve Kömür ile yapıyoruz. Son dönemde özel HES'ler artıyor olsa da doğalgaz rezervi olmayan ülkemizin elektrik üretimi için bu kaynağa yönelmesi endişe verici. Burada sanırım en büyük etken doğalgaz ile elektrik üretimi için kurulum maliyetlerinin diğer üretim tesislerine göre 1/3 maliyetinde olması.
Kurulu gücümüze merak edenler http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye'deki_enerji_santralleri_listesi adresine göz atabilirler.
Nükleer karşıtları çevre duyarlı insanlar ama yukarıdaki resim kömür ile üretim yapan Afşin Elbistan santraline ait. Düşündürücü...
Peki olayı anladık da Türkiye ne yapsın. Nükleere yatırım yapalım mı?
Nükleer bir santral atıkları iyi yönetebildiği, deprem, Tsunamiye maruz kalmadığı takdirde çevreye sıfır zarar ile ucuz üretim yapıyor. Tehlikeli bir iş çok iyi yönetilmesi gerekiyor. Gerçi Birleşmiş Milletlere bağlı Atom Enerjisi Kurumu ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile belli standartlar sağlanmaya çalışıyor ama;
Geçtiğimiz günlerde yaşanan Üniversite'ye eğitim görevlisi alırken skandal yaratan iktidar, bu santrallerin yapımını yabancılara yaptırsa da yönetimini kime devredecek bilemiyorum ama endişe ediyorum. Santral kurulumunu inşaatını Japon da yapsa Fransız da yapsa karşılığında ne istiyecektir bilemiyorum. Sırf iktidara yakın diye yetkin olmayan birilerinin görevlendirilmesi endişesi yaşıyorum.
Ne mi diyorum özet olarak; Nükleere karşı çıkmıyorum ama Türkiye buna hazır değil diye düşünüyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder